KÖK - EK- KELİME YAPISI

Yazı içerisinde kullanılmış olan etiketleri farklı şekillerde yazarak ziyaretçilerin ve arama motorlarının dikkatini çekin. Has batılıdır, bizim doğuluyla parmak eşleştirmesi yapıldığında tam da onun eşleniği olan batılı, hani var ya; arda boylarında kırmızı erik, işte o. Şarkı değil uzun bir hava, Sodra Dağı’nın arkasından yükseliyor yukarı doğru, hani güneş de gün içinde yükselir ya dağların arkasından, ve batmayı hiç ihmal etmez ya hani, şarkılar da öyle işte, yükselirler gün boyu dağların arkasından, sonra batarlar, sonra yükselirler sabah akşam sabah öğlen ikindi yatsı vitr evvabin teheccüd saba essalatu hayrun minen nevm (bu konuya şimdilik girmeyem). Mehmet Sadık isimli bir komprador sütçü vardı, sütçünün kompradoru da olur mu, olurdu valla ama şu valla’nın sonundaki hi’yi yazmazsak yeminimiz kabul olmaz mıydı acaba veya yalan söyleyerek yemin’in üçgünnafileoruç’luk cezasından yırtar mıydık ki; hani şey gibi, batılılarda yemin ederken bir ayağını kaldırdığın zaman yemin etmiş olmuyorsun ya Kâmil, onu demeye getiriyorum, (‘bir yemin ettim ki dönemem’ dediğini duyar gibiyim ilkokul sırasının üstüne çıkmış vaziyette) vaziyet mesela vazo’dan gelse fena mı olurdu, vaz, bırak bunları, batılılarda dedim ya demin, batılı arda’yı tanır mısın sen? Ah, bu şarkıların gözüne bir şey mi kaçmış, neden böyle ki bunlar, içkinin tesiri ne hükmündedir şu vaziyette be dayı? Tüm özlemlerinizin son bulması dileğiyle her şey gönlünüzce olsun.


e-Commerce - Online Commerce Uzaya ait olan ve dünyadan görünen tek şey belki de adın. Emin, traktör tamirciliği yapan ustasının yanında çıraktır, sanayi sitesinde yağ kir pastan münezzeh olarak yaptığı tek iş dükkânın önündeki, giderek serpilen dut ağacını sulamaktır. Çevrimiçi pazarlama yapan kişilerin birçoğu günümüzde Meta-Taglerinin gereksiz olduğunu iddia ediyor. Sabah inek sağılır mesela erkenden, meselası yok aslında, kesin yani, inek sağılır, bir kilo süt (o zaman litre ile kilo arasında boyut farkı gözetmek yok, yani, boyut farkı gözetmeksizin yapılıyor o ölçüm), bir litre de beş litre de süt çıksa o inek sağılır, kırk yılda bir evde kalmayacaksın diyelim (ev diye somut bir kavram olduğunu da hiç hatırlamıyorum), o zaman da komşuna iyice tembihlersin ‘benim ineği sağıver’ diye (inek kelimesini kullanırken muhtelif ortamlarda, söze ‘affedersin’ diyerek girenler var değil mi Sadık? not al: garip). Onun dibine sigara izmariti atan adama vuracakmış gibi bakar hiddetinden, o ağaç günlerin geçtiğinin delili olamasa da: bak aslında, ağaç insanın hayatına ne kadar benziyor değil mi?


Ve şimdiki haline baktığında da mevcut günlerin geçmekte ne kadar zorlandığını düşünürsün. Özet: oysa ‘süt’ ve ‘göz’ birbirinden ne kadar da uzak kelimelerdir. Ananne, Mehmet Sadık gelene kadar sütü hazır edip yolun kenarına çıkarmış olur, ve süt, kamyonetin kasasındaki özel bakraçlara doldurulur. Bak işte Mehmet Sadık’tan çıktık da nerelere geldik, yemin ettik’ten de eniştemin çırağı Emin’e gelecektik. Emin’e geleceğim ama önce biraz ödev vermem lazım: ‘amor fati’, ‘fatalizm’, ‘memento mori’, ‘jouissance’ kavramlarını araştırıp geliverin, tabii ki ‘varolmanın dayanılır gibi değil deliliği’ diye bir kitap yazacak halimiz yok ama belki hep beraber Hümeyra’nın sessiz gemisini terennüm ederiz, ha, yaklaşan akşamüstübiramevsimi hakkında ne dersiniz? Emin işte, dut ağacı boyunca, normalde kaynak’la işi olmaz ama iş düştüğünde de kaynakçı Şükrü’ye gebe kalmamak ve kendi işini kendisi yapmak için kaynak makinası almıştır ustası, birkaç tane de elektrod. Rekabet hâkim. Benim için çok büyük bir problem bu. Büyük elçi özetle şunu söylüyor Birleşmiş Milletler ve ABD terörizmi kasten öldürme ya da sivil bir toplumu siyasi gerekçelerle öldürmeye teşebbüs etme gibi dar bir kapsamla tanımlar. Doğru ya, beni daha önce kesmişlerdi, şimdi de rüyalarımda ara ara kesikler atılıyor boğazıma, ama rüya bu ya, sesim kısılmıyor bir türlü, hep şarkı söylüyor ben.


“Ağlarsam kusura bakmayın,” dedi, “şu ortamı ölmeden gördüm ya, gözüm açık gitmez gari.” ‘Gari’ kelimesinden sonra benim bütün sularım beynime üşüştüler, karıncalar, arılar soktu biraz, sularla birlikte o yörelere dair tüm bastonlar yaşlıların ellerindeki, kadınların renkli elbiselerinin gerisine astıkları mahrem bezler, çocukların defalarca yıkanan boklu bezleri, ha, sen söylesene Kâmil, su diyorum, akıncıdır biraz, birden hükmeden gözlere, ne ark durdurur onu ne çark. Bunu da söyledik ya, o an ölüm gelse, gelin gidelim dese, hepimiz en gamsız halimizle giderdik, bizim ufaklık dâhil, o en geçti aramızdaki ama en de aşık olandı. Yani ilk ifadesinde Ramazan Gözel FETÖ’cü dediği yok zaten beni tanıması da mümkün değil ama Zübeyir Deniz Çetinkaya daha sonra 8 Aralık 2016’da yani ilk ifadesinden tam 4 ay sonra ikinci bir ifadeye çağrılıyor. Daha önce de oldu benzer bişy işteydim açamadım yarım saat sonra aradım tekrar bi dünya trip attı. Ömrüne bereket. Sevda yüklü kervanlar dedi önce. Mesela beş yıl önce bir kurbanlık koyunla, onun içinde, arka koltukları sökülmüş bir biçimde otuz dakika yol teptim ben, hayvancağız meledi durdu dakikalar boyu, susturamadım, elim kulaklarının dibinde, şirinliği bir yandan, kokusu ters yandan, amanın yandan, beraber vardık kesim alanına, beni mi kestiler onu mu, bilemedim.


Yorumlar